Jinekolojik Laparoskopi

Laparoskopi Nedir?

Hastaya genel anestezi uygulanarak, alışılagelmiş geniş kesiler yapmadan, karın bölgesine 0,5- 4 cm arası büyüklükte kesi atılması yoluyla gerçekleştirilen, teknolojik ve teknik aletlerle desteklenen cerrahi yöntemdir. Halk arasında, kapalı cerrahi operasyon, kansız ya da bıçaksız ameliyat olarak da geçen Laparoskopi, hastanın karın boşluğuna, 12-14 mmHg basıncında karbondioksit verilmesi yoluyla yapılan işlemdir. Tanı konulmasını ve tedaviyi mümkün kılan ve son yıllarda genel olarak daha çok tercih edilen cerrahi yöntemdir.

Laparoskopinin Tanı ve Tedavideki Yeri

Laparoskopi, jinekologlar tarafından 40 yıldır kullanılmakta olan bir yöntemken, cerrahlar tarafından ancak son 15 yıldır kullanılmaya başlanmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelişimi ivme kazanan laparoskopi, karın içi hastalıkların tanısında genellikle tercih edilen bir cerrahi yöntem haline gelmiştir. Laparoskopiyle birlikte, hem genel cerrahide tedavi açısından yeni bir çağ açılmış hem de gerçekleştirilen tanılarda, daha acısız ve daha hızlı iyileşme sağlanan bir yöntem kullanılmaya başlanmıştır. Tanısal amaçlı olarak, preoperatif kanser stagini, çeşitli karaciğer hastalıkları, asit etyolojisi araştırmalarında uygulanan laparoskopi, konvansiyonel yöntemlerle tanı koyulamayan karın ağrılarında kesin tanı sağlamaktadır. Bununla beraber tedavi sonrası kontrol aşamalarında da laparoskopi yaygın olarak kullanılmaktadır.

Laparoskopi, tanı amacıyla yaygın kullanımı ve tercih edilmesinin yanında, tedavi amacıyla kullanımı da günden güne daha fazla talep gören bir cerrahi uygulamadır. Genel cerrahide Laparoskopi, ilk defa 1987 yılında safra kesesi ameliyatında kullanılmıştır. Uzun süre sadece safra kesesi ameliyatlarında kullanılan laparoskopi, teknolojinin gelişmesi ve cerrahların da deneyim kazanması sonucu, daha zor cerrahi operasyonlarda da tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir.

Jinekolojide Laparoskopinin Tedavi Amaçlı Kullanıldığı Hastalıklar

Laparoskopi tedavi amacıyla birçok hastalıkta standart olarak kullanılmaktadır ancak belirtmekte fayda vardır ki, tedavi amaçlı kullanıldığı hastalıklara giderek yenileri eklenmektedir.

Yumurtalık kistleri

Günümüzde yumurtalıkta oluşan tedaviye cevap vermeyen basit kistler, endometrioma(çikolata kisti), dermoid kistler için laparoskopik cerrahi altın standarttır

Dış gebelik ve tüp hastalıkları

Rahim dışında tüplerde, batında, yumurtalıkta gelişen ve tıbbi tedaviye cevap vermeyen dış gebeliklerde, tüplerde oluşan abse veya sıvı birikimlerinde, kısırlaştırma amacı ile tüplerin bağlanmasında sıklıkla laparoskopik cerrahi tercih edilmektedir.

Uterus myomları

Kadınlarda rastlanan en sık jinekolojik rahatsızlıklardandır. Rahimde oluşan düz kas hücrelerinden oluşan, aşırı adet kanaması, ağrı, bası şikayetleri yaratan, gebe kalmayı engelleyebilen veya düşüğe ve erken doğuma sebep olan rahimin selim tümörleridir. Günümüzde laparoskopik cerhahi ile operasyon en sık kullanılan yöntemdir. Laparoskopik cerrahi yöntemle yanlızca myomlar değil istendiğinde rahim ve yumurtalıklar da alınabilmektedir.

Jinekolojik kanserler

Rahimin, yumurtalığın, tüplerin kanserlerinde laparoskopik cerrahi yöntemiyle rahatlıkla operasyon yapılabilmekte, lenf bezleri çok rahatlıkla çıkarılabilmektedir. Jinekoloğun uygun gördüğü vakalarda sıklıkla uygulanabilmektedir.

Genel cerrahide laparoskopik cerrhanin kullanıldığı alanlar ise;

Safra Kesesi Hastalıkları

Günümüzde, safra kesesi hastalıklarıyla ilgili olarak gerçekleştirilen ameliyatların hepsinde laparoskopi standart uygulama olarak kabul edilmektedir. Dünya üzerinde mecbur kalınmadığı sürece, safra kesesi ameliyatlarında açık ameliyat uygulanmamakta, laparoskopi yöntemiyle cerrahi işlemler gerçekleştirilmektedir.

Apandisit Tedavisi

Safra kesesi tedavisinde olduğu gibi, apandisit ameliyatlarında da öncelikli ve standart yöntem laparoskopidir.

Reflü Hastalığı ve Mide Fıtıkları

Laparoskopinin standart olarak uygulandığı bir diğer hastalık ise reflü hastalığıdır. Reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması ve bu duruma bağlı olarak meydana gelen, mide ve göğüste yanma, ekşime olarak kendini gösteren hastalıktır. Ağza acı su gelme gibi şikayetlere de yol açan bu hastalık, Laparoskopi yöntemiyle çok daha rahat bir yöntemle tedavi edilebilmektedir. Aynı şekilde, mide fıtıkları hastalıkları (hiatal herni) da laparoskopi yöntemiyle daha kolay ve sorunsuz şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu hastalıklarda klasik açık ameliyat yöntemi, daha zor ve sorunlu bir yöntem olarak karşımıza çıkmakta ve pek tercih edilmemektedir.

Kolon, Rektum, Mide ve Karın İçi Kanserleri

Laparoskopi, başta lenfoma olmak üzere, gastrik kanserlerde, pankreas, dalak, safra kesesi ve karaciğer kanserlerinde, kolon ya da rektumdan köken alan kanserlerde tanısal değeri oldukça yüksek olan bir yöntemdir. Hatta bu durumlarda, tedavi amaçlı bazı girişimler laparoskopi yoluyla yapılabilmektedir.

Yapılan araştırmalara göre, yeterli deneyime sahip cerrahlar tarafından uygulanan laparoskopinin, kanser tedavisindeki etkisinin, açık yöntemle yapılan cerrahi müdahalelerle aynı etkiye sahip olduğu ortaya koyulmuştur. Özellikle, rektum ve kolon kanserlerinin tedavisinde laparoskopi, daha az ağrılı geçmesi sebebiyle daha çok tercih edilen cerrahi yöntem halini almaktadır. Ayrıca, laparoskopi uygulanan cerrahi durumlarda, açık ameliyat yöntemiyle yapılan cerrahi durumlara oranla daha az yara sorunlarıyla karşılaşılmaktadır.

Kasık Fıtığı ve Diğer Karın Fıtıkları

Günümüz şartlarında, kasık fıtığı ameliyatları sadece Laparoskopik yöntemle, 3 delikten girilerek yapılabilmektedir. Özellikle çift taraflı fıtıklarda, aynı kesi yoluyla her iki tarafında tedavisini gerçekleştirebilmek önemli bir avantajdır. Ameliyat gerçekleştirilen ancak yeniden nüks eden fıtıklarda da laparoskopik yöntem tercih edilen üstün yöntemdir. Önceden geçirilmiş ameliyat yerlerinde meydana gelen fıtıklarda, karın bölgesinde meydana gelen diğer fıtıklar da ve göbek fıtıklarında da laparoskopik tedavi sağlamak mümkündür.

Obezite (Şişmanlık Cerrahisi)

Sağlığı tehdit edecek nitelik ve boyutta şişmanlık, obezite adını almaktadır. Günümüz koşullarında çok sayıda insanın sorunu haline gelen bu hastalık, laparoskopinin yaygın bir tedavi yöntemi haline gelmesiyle daha başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Mide tüpleştirme, küçültme ve by-pass gibi ameliyatlar laparoskopik yöntemle gerçekleştirilebilmektedir.

Akut Karın Ağrıları

Laparoskopi, rutin bir tedavi halinde karşımıza çıkmasa da birçok jinekolojik hastalığın tanısında yaygın olarak kullanılmakta, cerrahi çözüm seçeneği de sunması sebebiyle tercih edilmektedir. Akut karın ağrıları, nedensiz olarak ani başlayan, özel olarak şiddetli ağrılarla kendini gösteren ancak fizik muayene bulguları oldukça zayıf olan ağrılardır. Ancak, ilk aşamada ağrıların nedeniyle ilgili kesin bir bilgi yoktur ve laparoskopi uygulanması durumunda akut ağrının asıl ve kesin sebebi ortaya koyulabilmektedir.

Karaciğer Tümörleri

Karaciğer tümörlerinin %80- 90’ ı yüzeysel özelliktedir. Laparoskopi yöntemiyle, karaciğer yüzeyinin üçte ikisinden fazlasını görüntülemek mümkündür. Uygulanan biyopsilerin tanısal olarak yetersiz olduğu durumlarda, tümör vakalarında kesin tanı gerçekleştirebilmek açısından laparoskopi son derece faydalıdır. Diğer yöntemlerde tanıda atlanabilecek 2cm’ den küçük lezyonlar bile laparoskopi yöntemiyle bulgulanabilmektedir.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Vajinismus-nedir
Polikistik-over-sendromu
İdrar-kaçirma-problemi-tedavi-edilebilir-mi